16 Ağustos 2012 Perşembe

Özel Numara

İşten yorgun argın döndüğüm bir akşam. Her akşam olduğu gibi kapıyı yine kendim açıyorum. (Oglum tek başına kaldığın evde başka ne türlü olacak diye kendime sorsam da, bu durum beni üzmüyor değil.) Yorgunluğumu çay içip o gün iş yerinde arkadaştan aldığım filmi izleyerek atma planları yapıyorum. Zaten benim gibi bir asosyalin bu şehirde yalnız başına yapabileceği pek fazla bir şey de yok. Üstelik dışarıda bardaktan boşanırcasına yağmur yağarken dışarıda takılmak da neymiş? Vakit kaybetmeden usb mi bilgisayara takıp kopyalama işlemini başlatıyorum. Niyetim üzerimdeki ıslak elbiselerimi değiştirirken kopyalamayı halledip vakit kaybetmemek. (Sanki yapacak başka işlerim var da filmden sonra. )5 dakika kaldı, 2 dakika kaldı, 55 saniye, veeee bitti işte.
Ama o da nesi! Filmin formatıyla benim player uyuşmuyormuş! Of Allah’ım beni mi sınıyorsun? İşin yoksa şimdi bi de dosyanın formatını değiştirmekle uğraş.. ( Evet.. İşim yok..) Çaresiz dönüştürme işlemini başlatıyorum. Nerdeydi bu converter, hah, tamam. Bu nedir yaa. Kalan süre 1 saat bilmem kaç dakka.. Ne yapalım.. Kapat ışığı, ver müziği, uzan yatağa..
Gözlerim hafif karıncalanmış tavana bakıyor, slow müzik arkada.. Uykuya dalmam inşallah böyle diye düşünürken birden tavanda bi ışık beliriyor ve yanıp sönmeye başlıyor. Bu ne lan diye hafiften tırsarak doğrulduğumda, şarja koyduğum telefonumun çaldığını, ışığının da tavana yansıdığını fark ediyorum. Arayan: özel numara. Yahu zaten çok aranan bi adam değilim, özel numara ne ya? Hayır, ismi de bi acayip. Bazı telefonlarda “numara yok” yazarken böyle bu durumda, benim telefonda neden özel numara yazar onu da hiç anlamış değilim. Arayan vazgeçmeden açmam gerektiğini düşünüp, açıyorum..
-Alo?
-…
-Aloo?
-…
İlginç.. Hem özel numara, hem de konuşmuyor. Acaip bi nefes sesi, bi süre sonra da çat, dııt dııt dııt.. Hayır konuşmayacan madem, ne diye arayıp beni sıcak yatağımdan kaldırıyorsun..? Bari ayağa kalkmışken bi sigara yakayım. Nerdeydi ya bu paket.. Burda değil, bu cepte de değil.. Tövbe etağfurullah. Her seferinde en son baktığım cepten çıkmak zorundasın değil mi? En azından işten geldim geleli paketi hiç çıkarmadığım için, sigaranın ceketin içinde olduğundan emin olarak aramak iyi yine, sonuçta buluyorum. Bazen evde kafam dalgınken öyle yerlere koyuyorum ki mereti, aramaktansa beş kat aşağı inip marketten almak daha kolay oluyor..
Tekrar yatağıma oturup ayaklarımı uzatmak üzereyken, yine çalan bir telefon, yine özel numara. Aynı şeyi yaşayacağımı bilerek açıyorum yine.
-Alo?
-…
-Alooooo!
-…
İçimden “Acaba?..” diye geçirmeden edemiyorum ama bunun kaçıncı acaba olduğunu düşünmeden de edemiyorum. İnsanın içini gıcıklayan garip bi şüphe işte. Ve telefon yine yüzüme kapanıyor. Az önce arayanın yanlış numarayı aramış olabileceği bir ihtimalken, ikinci kez aranmak bu ihtimali baya bi düşürdü. Vakti olup da beni işletecek arkadaş da yok diye biliyorum. Ve evet.. Yine arıyor işte..
-Alo?
- (Göksel söylüyor)
“Bir masalmış geçen yıllar
Kaç yaprak var elimizde
Aşk bir rüyaymış uyandık
Adı kaldı dilimizde..”
Handsfree ye alıp tekrar kapanana kadar dinliyorum. Ama hiç şüphem yok artık. Acaba bile demiyorum bu sefer. Arayan sensin işte. Aradan geçen altı seneye rağmen, arayan eminim sensin. Unutamadın değil mi? Araya koyduğun uzun yollar, başka insanlar, onca zaman unutturamadı beni.. Nasıl unutabilirsin ki? Böyle bir ihtimal yok. Tıpkı benim de seni unutma ihtimalimin olmadığı gibi. Bazı insanlar çok kolay unutup devam ederken, biz neden unutamıyoruz sence, hiç düşündün mü? Ben bu sorunun cevabını tahmin edemeyeceğin kadar çok düşündüm. Kolay olmadı canım ama, yine de benim zekamdan kurtulamadı bu soru, buldum cevabı: Biz birbirimiz için “ilk” tik..
İlk başta ne yani, bu mu cevap şimdi diyeceksin ama açıklamama izin ver. Her insanın hayatında bi ilki vardır tabi ama, aynı anda iki tarafın da birbiri için “ilk” olması az rastlanan bi olay. Her insanın eline geçmeyecek bi fırsat. Evliliğin aşkı öldüremeyeceği bir durum.. Neden az rastlandığına gelirsek, şimdi bi düşün. Bu saatten sonra hayatına gireceğim bi kız için ben ilk olsam bile, o benim için ilk olmayacak. Aynı zamanda o kızın da hayatında böyle bi şansı yakalamasının önüne geçmiş olacağım. Bu şekilde birçok insan bu müthiş fırsatı, gerçek aşkı, daha yakalayamadan kaybediyor güzelim.
İşte canım, bu yüzden unutamıyoruz. Tutmaya kıyamadığım kadife tenli soğuk ellerini, önüne düşen saçlarının arkasından bana bakan buğulu gözlerini, kokunu, kahkahanı ben nasıl unutmadıysam, unutmayacaksam, sen de beni unutamadın. Yıllar sonra bile ufacık bi sesimi duymak için beni arıyorsun işte. Ya ben ne yapayım? Benim yüzümden numaranı bile değiştirdin yıllar önce. Bari bikaç kelam etsen, en azından yanlış numarayı aramışım, kusura bakmayın desen? Söz bozmayacağım oyununu, sen olduğunu bilsem bile. İnan o bana bi altı sene daha gider be. Ve yine çalıyor telefonum. Lütfen konuşsun bu sefer Allah’ım.. Ellerim neden terliyor ya..
-Alo?
-Alow.. (Erkek lan bu!) Benim la şerefsiz, Erhan, hah hah hah.. gıyk, gıyk gıyk.. Kimin aradığını düşündüydün? Ne hayaller kurduydun? Hah hah hayt.. gıykh gıyk.. Yedin de mi la? Doooru soyle amma..
-… (Hafif bi yutkunma..) Yok olum ne yiycem.. Hayır yanımda kız arkadaş da vardı o da yanlış anladı. Napıyon nassın? Hayırdır bunca zaman sonra?
-Kız mı vardı yanında, la olum yürü git. Vallaha mı? Ver telefona mınagoyim inanmam sana..
-Tartıştık gitti olum. Kırk yılın başı eve geldi, o da senin şakaya denk geldi be..
-La olum ne biliyim ben.. Hah ha ha.. gıyk gıyk.. Neyse olum kusura bakma. Nöörüyon nassın şerefsiz?
-Ne olsun, iş, okul, ev arasında yaşıyoz. Sen nasılsın?
-İyi iyi.. Bak hele ne diyecem.. Sen internet sitesi tasarlama işinden anlıyordun dee mi? Ya ben de bi site yapmaya çalışıyom…. bla bla bla.. …..takıldım …. flaşı koda yazarken… mınagoyim …bla bla bla.. Nası etcez de bakalım?
-….
-….
-….
-Eywallah abi ya, çok yardımcı oldun.. Neyse.. Ben biraz daha uğraşiyim ararım gene.. Var mı bi isteğin buralardan?
-…
Az önce ettiğim dua kabul oldu olmasına da, o kadar dua arasından neden bu ya? Slow parçalar bitmiş, hareketli parçalara geçmiş bilgisayar.. Hayır ne ara gittim çay suyu koydum ben yahu? Filmin format dönüştürme olayı da bitmiş. Bi sigara daha yakıp filme başlamalıyım.. Evet evet, en iyisi bu. Paket nerde lan?...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder