Yine bir ilkbahar akşamıydı,havalar ılık olduğundan bazen akşamları
komşumuzun kızıyla beraber ilk önce bi’kaç el kız tavlası oynar, biraz
pişti atar sonrasında yapacak birşey bulamadığımızdan babalarımızdan
izin alarak yürüyüşlere çıkardık, o günlerden biriydi, hatırladığım
kadarıyla pazar günüydü çünkü akşam saat 8 olmasına rağmen çoğu yer
kapalıydı, esas konumuza dönelim. Benim üzerimde bol siyah bi eşofman ve
sıfır kol t-shirt vardı komşukızının üzerinde ise askılı bluz, bol ve
küfüüül küfül uçuşan bi çingene eteği vardı, etek sağa sola savruldukça
içimde adeta margarinler eriyor, burnumdan por-çöz soluyordum, komşu
kızı gerçekten çok güzel bi bayandı, ilkokulu da beraber okumuştuk.
Yaklaşık 15 senedir ailelerimizin karşılıklı iyi ilişkileri, her
şeye‘’Evet’’ denilesi geri çevrilemez tarzda olduğu için ona da hep
-bacım- gözüyle bakmıştım, aslında öyle müthiş bi güzelliği vardı ki
değil komşukızı amcamın kızı olsa affetmemek gerekti imanıma.
Dolaşmaya devam ediyorduk,dönüşte evlerimizin ilerisindeki
ağaçlık alana geldiğimizde ‘’öff ya Cem yoruldum biraz şu taşların
üzerinde otursak olmaz mı?’’dedi .’’yorulduysan oturalım tabi’’dedim ben
de. İyi hatırlıyorum iki üç gün önce o yerde top oynarken kale direği
niyetine kullandığımız taşları gördü ve birinin üzerine kendini bırakmak
suretiyle oturuverdi. Fakat taşlar birbirine çok yakındı, ileri
taraftakinin üzerine oturmuştu bile, ilk başta kalkıp kireç tozu olan
eteğini çırptı taşı ters çevirdi ve tekrar oturdu.’’hadi sen de otursana
yorulmadın mı?’’diyerek beni de laf zoruyla oturttu karşısına. Eteğini
bacaklarının arasına toplamıştı dizlerimiz birbirine değiyordu, her
değişinde ise yüzüme bakıyordu, onu böylesine ilginç şekilde bakarken
hiç görmemiştim doğrusu, koca alanda bize ayrılan bölge birtek o bir
metrekarelik alandı sanki. Galiba tansiyonu düşmüştü, elindeki küçük
iğde dalını birden yere bıraktı ve kafasını baş ve işaret parmağının
arasına alarak öne eğdi.’’n’oldu?’’diye sorduğumda ‘’hiç, bişey yok,
herhalde fazla yürüdük yorgunluktan başım dönüyo’’cevabını verdi ve
birden kalktı, kalkar kalkmaz başı iyice dönmüş olmalı ki, tam düşmek
üzereyken aniden kalktım, kucakladım, koluma tutundu, sımsıkı
sarılıverdi, vücudunu bana yasladı, o gücü, o direnci !?!? hele de o
güçsüz ve ruhsuz anında ilginçti, yaklaşık 15-20 saniye aynı şiddetle
kolumu sıkıyordu. Sanki bir şeyler demek istiyordu ama sadece duyulan
şey şiddetli nefes alış-verişiydi, o halde bizi birisi görse, düşüneceği
şeyin olumlu olmasına imkan yoktu, onu düşünürken, ’’benden hoşlanıyor
musun?’’diye bir cümle duydum,fakat o cümle kulağımın birinden girip
diğerinden gerçek ses hızının on katıyla çıkmıştı sanki,’’efendim?’’
dedim (Burhan Altıntop korkaklığıyla),’’yok bir şey, işine gelmedi
herhalde,duymadın farzet ’’dedi, ’’duymadım ki zaten’’diye cevap
verdim,’’iyi o zaman’’dedi.Ayrılırken sanki 2 yıldır küs gezip zoraki
yolda karşılaşıp ta selam verip ayrılan iki insan gibi ayrıldık, o gün
otokontrolüme‘’acaba ben de karşılık vermeli miydim? ‘’sorusunu onlarca
defa sormaktan kendimi alamadım.
Yaklaşık bir hafta ya da dokuz-on gün sonrasıydı, bu sefer
iyi hatırlıyorum, cuma günüydü çünkü kpds başvurularının son günüydü,
köpeköldürenlere harcadığım başvuru parasını bi gün öncesinde şükür ki
(o zaman internette vardı sadece)nba bahsinden kazanmıştım. asıl mevzuya
gelelim. Annemgil dışarıda komşu kızının annesigil felan tandır
damında, başka bi komşumuzun Almanya’dan gelecek oğlu için bolca börek,
tadımlık yufkalar felan yapıyordu,ben de canımın sıkıntısından yalana
gerek yok, tek bildiğim ücretsiz, üyelik gerektirmeyen bi’ porno
sitesine girmiş aşk dolu fetiş dolu hayatıma (tabii platonik ya da sanal
hiç bilemedin Elızıbıtsal) zevkler katmak istiyordum, önüme geleni
izliyor videonun yanında ilişkili videolar bölümünden ondan oğğa ondan
oğğa atla atlaya kendimi bazen bir Asyalı bazen bir Ebony videosunda
buluyordum, son izlediğim ise bir rahibenin malum mutluluk çubuğunu
görememesinden doğan über-açlığını anlatan bir videoydu, videonun
içeriğinden bahsetmek istemiyorum tahmin ediyorsunuzdur, ama elim ayağım
da doğru durmuyordu.İşte o anlarda videonun yaklaşık ikinci
dakikasından başlamak üzere ensemde bi tür t-rex nefesi hissediyordum
sanki, lakin abazanlığın vermiş olduğu ters tepmiş kudret beni sadece
videoyu izlemeye itiyordu, aslında arada sırada dönüp sağ tarafımdaki
camdan annem açık bırakılan kapıdan içeri börek yufka koymaya felan
gelir mi ki diye düşünerek hafifçe tellerin üstünden boynunu sarkıtarak
minik dal parçası yiyen zürafa misali koltuğun üstünden aşağıya bakarak
etrafı kolaçan ediyordum
Videonun son bölümlerine yaklaşıyordum ki artık
herifin -i shot the sheriff- konumuna gelmiş olan videonun sağ
tarafındaki benzer bi videoya tıklayacakken, sol tarafımdan ‘’KALSIN,
DEĞİŞTİRME’’diye bir ses duydum, o an tüm vücut fonksiyonlarım
durdu,yayı çekilip bırakılmış bi elektrikli hızar gibi beklemeye geçtim
bi an,o an ses sanki gaipten gelmişti, dönemedim arkama bir sonraki
kelime ya da kelimeler dizisi gelene kadar, dediğim gibi o an tüm
fonksiyonlarım bir anlığına durduğu için sesin kime ait olduğunu da
ayırt edememiştim, aklımdan ya annem ya da eniştemin yırtık bacısı
geliyordu, kim olursa olsun sonuçta yola düşmüş sakıza basarcasına boka
basmıştım ki ikinci sesi duydum, hem de bu sefer tam anlaşılır
şekilde’’N’OOLDU DONDUN’’ dedi.Yüzümü çevirdiğimde komşu kızı karşımda
tüm arzusunu belli eder şekilde beni süzüyordu, bir bana bakıyordu bir
sonu yaklaşan videoya, sonunda elimi tuttu ve avucumu iyice açıp
dudaklarına değdirmeye başladı, parmaklarımı 2000 frame ultra slow
motionda dudaklarına aşağı yukarı olmak babında –bobidi, bubidi-
yaptırıyordu adeta, daha sonra elimi aldı ve aşağılara doğru indirtmeye
başladı ’’hergün bu videolara bakacağına sadece birgün gözümün içine
baksaydın bunların hepsi senindi’’diyerek korkunç bi şekilde sırıtmaya
başladı,Ne diyeceğimi bilememiştim gözümü kapamış bi şekilde elim onun
vücudunda dolaşırken, sadece dokunma duyum çalıştığından açıkçası ne
dediğini pek de anlamıyordum. Aptalca sırıtarak gözlerinin içine bakmaya
başladım, beni oracıkta yere uzattı ve bir hışımda üzerindekileri
çıkarmaya başladı, bir yandan beni soyarken diğer yandan kendisi de
soyunuyordu, artık dudaklarımız birleşmişti, her gün karşımda duran kız
artık kollarımın arasında hem de çırılçıplak olabildiğince seri şekilde
komşu kızına yükleniyordum Deeeermişim
Yalan yaaa siz de inandınız mı bu
anlattıklarıma,sadece şu erotik hikaye sitelerindeki yazılar zamanında
çok dikkatimi çekiyordu, ’’bunların alayı yalan lan hepsi uydurma
a.k’’diyerekten işim bitince söverdim, dedim bakalım ben uydursam nasıl
uydururum diyerekten iki çızıktırdım, eğer sitelerdeki gibi delikli
çubuklu muhabbetler olsaydı çok baba bi hikaye yazardım da,sansür işte
aga, naparsın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder