Sabah okula gideceği için annesinin geç kalmasa bile "oğlum kalk geç
kaldın" sesini duyma psikoloji ile 15 dakika öncesinden uykusunda
psikolojisi bozulur ve kesik kesik uyanmaya başlar.
Ve o ses gelir... Aynı ton,aynı kelimeler!
-Oğlum kalk geç kaldın!
Kalkar ama gözlerini açmaya kıyamaz.Açarsa uykusu kaçacaktır ama
uykusunun da kaçması gerekir.Suratına suyu vurduğunda irkilir...
-Hay mına koyim bu okulun ya!
Yüzünü kurulamak için kullandığı havlu bile yastık gibi gelir ona.Hava
hafif karanlıktır e biraz da soğuk tabi şimdi yatağa zıplasa yorgana
sarılsa uyusa ne güzel olurdu.
Annesinin hazırladığı kahvaltıya oturur.Oturana kadar hiç acıkmamış
gibidir ama oturduğu andan itibaren aıktığını hisseder bir de Mesut Yar
varsa televizyonda... Bırakta git okula şimdi.Nasıl gitsin?
Evde yapılacak her şey yapılmıştır.Kapıya adımı atar atmaz buz gibi rüzgar yüzüne çarpar.
-Ohooyy vay mını sikiyim.Ne soğuk lan bu?
Eller cepte ağır ağır yürür.Her içeri girmiştir.İçinde bir karamsarlık bu hafta nasıl bitecek sorusunun verdiği kasvet...
Sınıfa girer...
-Hassiktir lan ödevi yapmadım ya ben?
2 ila 5 dakika arasında bir süresi vardır.Hoca'ya bir şeyler göstermek
zorundadır.Kendisinden hoşlanan kızın yanına yavşar hafifçe.Defterini
ister.Kızın inadını 15 saniye içerisinde kırmak zorundadır.Zaman işliyor
ve her geçen saniye onun aleyhine... Kıza yapmadığı şirinliği yapmak
zorunda kalır ve kapar defteri.Alır almaz yarım yamalak biçimde hiç
anlamadan geçirir kendi defterine.
-Ulan konunun ne olduğunu bile bilmiyorum iğğğğşallah Hoca bişey sormaz ödevle ilgili.
Ödevin son anında hoca içeri giriverir.E haliyle kızcağızda defterini
ister.Ergenimiz son bir sallamadan sonra defteri uzatır kıza.Görev
tamamlanmıştır.İçini geçici bir mutluluk kaplar.
Hoca her zaman yaptığının aksine ödevlere bakmaz.
-Ne lan bu? Niye bakmadı bu ödeve şimdi? O kadar da uğraştık.
Hoca direk derse geçer.Sıkıntılı dakikalar başlamıştır.Ders boyunca
oyalanacağı bir şeyler gereklidir.Kalemini bozsa ders sonuna kadar tamir
eder.Yada defterinin arkasına imza denemesi mi yapsa? En iyi imzayı
tutturana kadar...
1.ders biter sonra 2, sonra 3... Yazılı anı gelmiştir.Ne yapacak şimdi?
İçini acayip bir korku ve heyecan fırtınası kaplar.Hoca kağıtladı
dağıtmaya başlamıştır.Hoca'nın sesiyle irkilir;
-Herkese dağıtmadan yazılı kağıtlarını açmayın. Yakarım canınızı!
Herkese dağıtılmış ve sınav başlamıştır.
-Hay bu matematik dersinin ben...!
Bir iki tanesini kendisi çözse bir kaç tane de sağdan soldan götürse
tamam işte 45-50 alır. Yani en azından öyle düşünür.Düşündüğü de en iyi
ihtimaldir.En iyi ihtimal buysa...
Kendi yapabildiği tek soruyu zevkle iştahla yapmıştır.Nerden bokunu
çıkarsam diye düşünmektedir.Diğer soruyu da yarım yamalak
bilmektedir.Onu da yapar kendince sonra yavaş yavaş sağa sola sokulmaya
başlar.Her bakışta bir parçayı alsa tamam işte bir soru da ordan
çıkar.Artık yazılı saati tamamlanmıştır.Zorlar da zorlar sanki 5 dakika
daha olsa soruların hepsini yapacak...!
El mahkum verir kağıdı usul usul dışarı çıkar.Hemen inek kızı gözüne iliştirir;
-Kaç bekliyosun?
-Ya bilmiyorum çok kötü geçti uğof yaa!
Ergenimiz hiddetlenir içten içe.Sürtük bu da heee hep aynısını yapıyoo sora gidiyo en iyi notu alıyo.Al kafasını vur duvara!
Dersler ıkına sıkıla geçer...Öğlen vakti gelmiştir.Şimdi sınav da şaka
maka bok gibi geçti.Gideyim ders çalışayım diye düşünür.Eve gider çünkü
arkadaşlarıyla takılmak için kendini teselli etmesi gerekir.Yalandan da
olsa ders çalışmış olmalıdır.Yani içini kemiren "ders çalış" duygusu
vardır aslında.Ama bunu bile yalandan yere yapar.Yoktur işte! İçinde
ders çalışma duygusu yok.Ne yapabilir? Yapanlar nasıl yapıyorsa yapıyor
ama ben yapamıyorum diye düşünür.
Biraz ders çalışır tabi annesi de bu sırada kendisini ders çalışıyor
zanneder.Halbuki kitap ona o kitaba bakmaktadır.Bir süre okudğu romanı
açar ve okumaya başlar.50.sayfaya geldiğinde baya bir zaman geçtiğini
hissederek pılını pırtını toplar çıkar oda'dan.Annesi de "oğlum ders
çalıştı" sevinciyle kendisine sevgi gösterilerinde bulunur.Bununla iyice
kendini ders zanneti çalışan ergenimiz o hızla kendini arkadaşlarının
yanında bulur kendini.
Arkadaşlarıyla geçirdiği tırı vırı saatlerden sonra eve döner.Ders
çalışmıştır zaten.Biraz da "kitap" okursa tam çalışkan çocuk modeline
bürünecektir. Yemek ve dizi vakti gelmiştir.Günün en saatleridir ancak
kısadır işte.Dizi izlerken en kuytu köşeye girilir.Ulan ne zaman
farkedercekler de yatağa git diyecekler kuşkusu yiyip bitirir
ergenimizi.Ve o seste gelir;
-Oğlum hadi yatağa yarın okul var uyanamazsın...
Duymamazlıktan gelir kahramanımız.N'oldu ki yeğaaa?
Çaresiz kalkar yavaş yavaş odaya doğru yönelir.
-Peh ben de osbir çekerim noolcak sonra da uyurum...
Sözleriyle yatağana doğru sıvışır.Ne osbir kalmıştır ne de
kızgınlık.Uyumuştur... Yarın ki monoton ama heyecan ve korkulu güne
"merhaba" diyene kadar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder